Türkiye‘nin önemli turizm merkezlerinden Kapadokya yapılan araştırmalarda 19 kaldera (volkanik yer şekli) tespit edildi.
Araştırmayı yapan Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Rektör Yardımcısı, Kapadokya Jeolojik Miras ve Kaya Oyma Yapıları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mutluhan Akın, AA muhabirine, Nevşehir’in farklı yerlerinde lav şeklindeki akıntıların net şekilde görülebildiği, volkanik tepelerin yanı sıra volkanik patlama sonucu toprak çökmesiyle oluşan kalderalara rastlandığını söyledi.
Bölgedeki araştırmalarda 19 kaldera tespit edildiğine dikkati çeken Akın, daha fazla sayıda olduğu düşünülen kalderaların bazılarının zaman içinde belirginliğini yitirmiş olabileceğini belirtti.
Akın, peribacaları, doğal kayaçlar ve volkanik çıkış noktalarında yapılan incelemede, oluşum yaşlarının birbirine yakın olduğunun görüldüğünü dile getirdi.
Geçmişten beri yurt içi ve dışından bilim insanlarının bölgede jeolojik katmanlar ve kayaçlar üzerinde çeşitli incelemeler yaptığını, verilerle ilgili çok sayıda makalenin yayımlandığını ifade eden Akın, çalışmaların Kapadokya’nın geçmişine ışık tutacak nitelikte olduğunu anlattı.
Zaman zaman düzenledikleri seminerlerle bölgedeki profesyonel turist rehberlerine araştırmalarla ilgili bilgi verdiklerini belirten Akın, “Bölgemize gelen turistlerin Kapadokya’nın nasıl oluştuğu konusunda bilgilendirilmesi çok önemli. Volkanik çıkış noktaları Kapadokya’nın oluşumuna kanıt olduğundan turizme kazandırılmalı ve kalderaların turistik gezi noktaları içine dahil edilmesi yararlı olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Kapadokya, Erciyes, Hasan Dağı ve Melendiz’in ürünü değil”
NEVÜ’nün YÖK tarafından 2021’de “Doğal ve Kültürel Miras Turizmi” alanında ihtisas üniversitesi ilan edildiğini anımsatan Akın, “Bölgedeki kayaçların yaşlarının tespiti ve jeolojik yapısı gibi birçok çalışmayı duyurmaya çalışıyoruz. Kapadokya’nın Erciyes, Hasan Dağı ve Melendiz’in ürünü olmadığını, kendi volkanik çıkış noktalarından çıkan volkanik malzemelerin ürünü olduğu yönündeki bilgilendirmeleri bilimsel ve toplumsal ölçekte yapmaya devam ediyoruz.” dedi.
Kapadokya’daki kayaçların bilinen lav kapsamında olmayıp, piroklastik kayaç olarak adlandırılan “eski volkanizma” malzemelerinden oluştuğunu savunan Akın, yüzeye kayaç ve kül olarak çıkan volkanik malzemelerin, depolanmanın etkisiyle ortaya çıkan basınçla taşlaşarak yumuşak kayaları oluşturduğunu dile getirdi.
Akın, son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle birtakım verilerin daha kolay elde edilebildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
Yöre halkı kalderaların turizme kazandırılmasını bekliyor
Lav akıntılarının net şekilde gözlemlenebildiği Suvermez köyü sakinlerinden Hüseyin Özdemir de volkanik kalıntıları görmek isteyen turistleri ağırlamaktan mutlu olacaklarını ifade ederek, “Yöre halkı olarak buraların lav akıntısı olduğunu düşünüyorduk. Bu konuda çalışmalar yapıldı ve düşündüğümüz gibi oldu. Buranın turizme açılması yöremiz için çok iyi olur.” diye konuştu.
Acıgöl ilçesinde bir lisede öğretmenlik yapan Attila Çataltepe de “Bölgenin oluşumuna asıl etki eden yerler burası. Çevrede farklı yerlerde kalderalar var. Turizme kazandırıldığında, coğrafya ve tarih kitaplarına geçtiğinde yörenin tanıtımı ve kalkınmasına faydalı olacağını düşünüyoruz.” dedi.